DİJİTALTRIVIA

Sosyal Medyada Ortadan Kaybolmak

Sosyal medya kullanım sürelerinin çılgın sayılara ulaştığı günümüzde bu durumun sosyal hayata etkisi tartışılmaya devam ederken, sosyal medyada ortadan kaybolmak da çevremizde karşılaştığımız eylemlerden biri olmayı sürdürüyor.

Sosyal medyada ortadan kaybolmak bazen bir kaçış, bazen de stratejik bir hamle olabilirken; sosyal medyada ortadan kaybolmayı 5 hafta boyunca deneyen ünlü internet yazarı Kristen Domonell, RighAsRain adlı platforma yazdığı deneme yazısında sosyal medyada ortadan kaybolmak ve bunun etkileri konularına değindi.

Sosyal medyayı 15 yaşından bu yana, ta MySpace zamanından beri kullanan Domonell; Facebook’a kayıt olmayı ilk denediğinde o günlerde Facebook henüz sadece resmi uzantılı üniversite mail adresleriyle üyelik veriyordu.

sosyal medyada ortadan kaybolmak

Sosyal Medyada Ortadan Kaybolmak

Tam bir sosyal medya kurdu olan ve bu mecradaki gelişmeleri her zaman sıkı bir şekilde takip eden Domonell; Twitter’a 2009, Instagram’a ise 2011 yılında kaydolanlardan. Yakın dönemde PlosJournals tarafından yayımlanan bir araştırmayı inceleyen Domonell, gün içinde Facebook’ta ne kadar çok vakit harcanırsa, anlık mutluluk ve yaşamsal tatminin de o kadar az olduğu bulgularına takılıyor.

Sosyal medya kullanımının gerek ebeveynlerde, gerekse Z kuşağında çeşitli kaygılara sebep olduğunu hem gözlemleriyle hem de bu kişilerle konuşarak fark eden Domonell, ardından sosyal medyayı hayatından çıkarma ve sosyal medyada ortadan kaybolma eylemlerini 5 hafta boyunca bizzat denemeye karar veriyor.

Daha önceden sosyal medyada geçirdiği süreyi kısıtlayan ve birçok uygulamayı cihazlarında belirli yerlere gizleyen Domonell, hem kısıtladığı sürenin zamanla arttığını hem de sakladığı app’lerin bir şekilde hayatına girmeyi başardığını hatırlıyor.

Çocuk doktoru Dimitri Christakis ise Domonell’e “Sosyal medya beyindeki ödül sistemini harekete geçirerek beyinde bu eylem ne kadar sürdürülürse keyif almaya da o kadar devam edilir algısı yaratıyor. İnsanlar da bu nedenle akıllı telefonlarında ya da tabletlerinde ciddi vakitler geçiriyor.” diyor.

Yazarımız Domonell, tüm bu bilgileri ve gözlemleriyle birlikte bir karar alıyor ve Şükran Günü’nde sosyal medyada ortadan kaybolmaya ve yılbaşına kadar geri dönmemeye karar veriyor. İşte şimdi Domonell’in sosyal medyasız geçirilen 5 haftası ve bu süreçten öğrendikleri…

inbox temizleme

Mail Kutum Tertemiz Oldu

Sosyal medyaya bir süre ara vereceğimi açıklayıp uygulamaları telefonumdan sildikten sonraki ilk gün geçirdiğim bu zamanların bir “alışkanlık” haline geldiğini fark ettim. Parmağım istem dışı bir şekilde ana ekranda Instagram uygulamasını arıyor, fakat verdiğim karar neticesinde bulamıyordu. Bu his çok garipti.

Yapacak bir şey bulamadıktan sonra bu enerjimi yöneltmek için mail kutumu seçtim. Birikmiş yüzlerce e-posta’yı sildim. Dimitri Christakis’in bana geçmişte dediği cümleyi hatırlayarak bildiğimiz tüm bu uygulamaların bize kendine bağlayan özelliklerinin tesadüfen hazırlanmadığını idrak ettim. Böylece mail kutum ve telefonumun mesaj (sms) kutusu tertemiz oluverdi.

arkadaşlara ulaşmak

Arkadaşlarıma “Doğrudan” Ulaşmaya Başladım

Sosyal medya hesaplarımı silmeden önce kendimi en çok avuttuğum uygulama Snapchat’ti. Çünkü burası benim için sadece “arkadaşlarla yazışmak” demekti. Ancak sonrasında fark ettim ki arkadaşlarımla sosyal medya üzerinden yaptığım mesaj alışverişleri bu platformlarda olduğu müddetçe daha az kişiseldi.

Sosyal medyada ortadan kaybolmak bana hangi fotoğrafı çekerek 100 arkadaşıma atmayı düşünmek yerine, böyle şeyleri gerçekte kiminle paylaşmam gerektiğini düşünmeyi öğretti. Böylelikle mesaj yoluyla göndereceğim metinler de daha bir kişiselleşti ve arkadaşlarıma özel hale geldi.

köpekle ilgilenmek

Başka Şeylere Vakit Kaldı

Akıllı telefonların ve sosyal medya platformlarının boş zamanları doldurma konusundaki yeteneği tartışılmaz. Bir şekilde boş zamanımızda elimiz telefona gidiyor ve malum boş zamanlar bir anda sona eriyor.

Sosyal medyaya ara verme sürecimde en çok hoşuma giden şeylerden biri de fark etmeksizin sarıldığımız telefonları bıraktığımızda geriye kalan o boş zamanlardı. Sosyal medyada ortadan kaybolduktan sonra uzun süredir dinlemek istediğim podcast’lere daldım. Kendimi gerçek kağıt üzerine basılmış gerçek kitaplar okurken buldum.

Örneğin köpeğimi gezdirmeye çıkardığımda bile tek ilgi odağımızın gerçekten birbirimiz olduğunu fark etmiştik.

sosyal medyayı özlemek

Sosyal Medyayı Çok Fazla Özlemedim

Bana inanmanızı isterim ki sosyal medyaya verdiğim bu ara beklediğimden çok daha az zorlayıcıydı. Bu süreçte bana gerçekten ulaşmak isteyen ve verdiğim bu aradan haberdar olan-olmayan arkadaşlarım bana sosyal medya olmadan da ulaşıyorlardı. Zaten ben de mail kutumun temizlenmesiyle başlayan ve Facebook, Instagram ve Twitter’dan soyutlanan sürece alışmaya başlamıştım.

Sosyal medyaya geri dönüş günüm olan 1 Ocak’ta derin bir nefes aldım ve gerekli gördüğüm platformlarını telefonuma geri yükledim. Sosyal medyada ortadan kaybolmak ile ilgili projem artık sonlanmıştı.

back to social media

Geri Dönüş Günü

Ekranı kaydırmaya başladığımda bir süre sonra sıkıldığımı fark ettim. Zira ekranımda gördüğüm fotoğrafların sahipleri hakkında bilmem gerekenleri zaten bildiğimi anladım. Ve Snapchat’te snap attığım kişileri aramayı ya da onlara mail ya da sms atmayı daha güzel bulur oldum.

Sosyal medya kötüdür asla diyemem fakat bu iş tam bir denge işidir. Sigara, içki ve kumar gibi kötü alışkanlıklardan ancak onları tamamen hayatınızdan çıkartarak kurtulabilirsiniz. Fakat sosyal medya için durum bunun aynısı olmak zorunda değildir.

Sonuç olarak verdiğim bu ara bana; sosyal medya kullanımının belirli sınırlamalarla birlikte gayet kullanılabilir olduğunu düşündürdü. Ayrıca yine bu arada çok sevdiğimi sandığım bazı uygulamaların aslında beni pek de eğlendirmediğini de fark ettim.

Ben de sizler gibi sosyal medyayı seviyorum. Ancak dans eden sosisli sandviç filtresini kullanmamak ve arkadaşım Billy’nin güzel selfie fotoğraflarını almamak hayatımın daha mı iyi yoksa daha mı kötü olacağına henüz karar verebilmiş değilim. Bunu aklımda tutarak sosyal medyada geçirdiğim süreyi daha dikkatli ve bana katkı sağlayan şekilde geçirmeye çalışacağım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir